Sarp, basketbola olan tutkusuyla tanınan genç bir oyuncudur. Ancak, bir maç sırasında yaşadığı talihsiz sakatlık, onun spor kariyerini alt üst eder. Sakatlık sürecinde yaşadığı zorluklar ve hayal kırıklıklarıyla yüzleşirken, basketbola olan inancı ve tutkusu sınanır. Annesi, arkadaşları ve beden eğitimi öğretmeninin desteğiyle Sarp, yeniden ayağa kalkmanın ve basketbola dönmenin yollarını arar. Sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da büyüdüğü bu yolculukta, Sarp hem kendine hem de takım arkadaşlarına olan inancını tazeler.

Takım arkadaşlarına koçluk yaparak basketbol sahasına geri dönmeye çalışan Sarp, büyük turnuvalarda ve okul maçlarında başarıdan başarıya koşar. Ancak, bu zaferlerin arkasında yatan asıl ders, asla pes etmemek ve kendine olan güveni kaybetmemektir. Zorlukları aşarak milli takım seçmelerine katılan Sarp, sadece kendi hayatında değil, çevresindeki genç sporculara da ilham vermeye başlar.