27 yıllık öğretmenlik tecrübeme ve sayısız gözlemime dayanarak bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Çünkü bazen, farkında olmadan yapılan küçük davranışlar çocukların okul uyum sürecini zorlaştırabiliyor. Bugün de buna dair canlı bir örnek yaşadım.
Bir velimi kibar bir dille uyarmak zorunda kaldım. Çünkü farkında olmadan hem kendi işini hem de çocuğunun işini zorlaştırıyor, üstelik çocuğunun özgüvenini sarsabilecek bir tutum sergiliyordu. Oysa biz öğretmenler zaten öğrencilerimizin yanındayız. En ufak bir sorun olduğunda onların ihtiyaçlarını fark edip ilgileniyoruz. Bu güvenin aileler tarafından da paylaşılması çok önemli.
Ben bir beden eğitimi öğretmeniyim. Derslerimizin çoğunu okul bahçesinde, açık havada işliyoruz. Belki de bu yüzden bazı veliler kendilerini daha rahat bir müdahale alanında hissediyorlar. Bugün de bir velimiz sürekli olarak çocuğuna “Suyunu içtin mi? Terledin mi? Yoruldun mu?” gibi sorular yöneltti. Çocuğunun her adımını takip ederek bahçede tetikte oturuyordu. Elbette niyetinin iyi olduğuna inanıyorum. Ancak bu yaklaşım, çocuğun kendi başına hareket etme cesaretini kırıyor, özgüvenini zedeliyor.
Velimizle kibarca konuştum ve bu davranışların çocuğun üzerinde nasıl bir etki bırakabileceğini paylaştım. Çocuğun kendi deneyimlerini yaşamasına izin vermek, onu gerektiğinde desteklemek ama her an kontrol altında tutmamak özgüven gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü çocuk, “Ben yapabilirim” duygusunu ancak kendi başına deneyimleyerek kazanır. Aile sürekli devreye girerse, çocuk da “Annem olmadan başaramam” ya da “Babam yanımda olmazsa yapamam” diye düşünmeye başlar.
Biz öğretmenler olarak çocukların güvenliğinden ve gelişiminden sorumluyuz. Onların yanındayız, gerektiğinde yönlendiriyor ve destekliyoruz. Ailelerin de öğretmenlere güvenmesi, çocuklarına biraz mesafe tanıması, onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır.
Kısacası, iyi niyetle yapılan aşırı müdahaleler çocukların özgüvenini törpüleyebilir. Çocuğunuzun büyümesine, kendi sorumluluklarını almasına izin vermek hem okul hayatını hem de gelecekteki yaşamını kolaylaştırır.Okula başlamak, çocuk için hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcıdır. Evde güvenli ve tanıdık bir ortamda büyüyen çocuk, birden bire farklı bir dünyaya adım atar. Yeni bir sınıf, hiç tanımadığı arkadaşlar, otorite figürü olan öğretmen ve alışılmadık bir düzen… Tüm bunlar, özellikle de küçük yaşta, çocukta kaygı ve korku uyandırabilir. Aslında bu duygular son derece doğaldır. Çocuğun okul kapısından içeri adım attığı ilk gün, sadece onun değil, anne babanın da heyecanla karışık endişeler yaşadığı bir gündür.
Çocukların okula başlarken yaşadığı en büyük zorluklardan biri ayrılık kaygısıdır. Alıştığı kişiden, yani anne veya babadan uzak kalmak onlar için kolay değildir. Sabah vedalaşırken gözleri dolan, kapıdan ayrılmak istemeyen çocukları görmek çok olağandır. Bunun yanı sıra yabancı bir ortamda olma duygusu da onların kendilerini güvensiz hissetmelerine yol açabilir. Kendi küçük dünyalarında alıştıkları düzenin dışında bir yere girmek, bazen büyük bir macera gibi görünürken bazen de korkutucu olabilir. “Ödevimi yapamazsam öğretmenim bana kızar mı?” ya da “Yeni arkadaşlarım beni sevecek mi?” gibi sorular çocukların zihinlerini meşgul eder.
Bu süreçte ebeveynlerin tavrı belirleyici bir rol oynar. Bazı aileler, farkında olmadan kendi kaygılarını çocuklarına yansıtır. “Ya alışamazsa?” endişesiyle yaklaşmak, çocuğun korkularını daha da pekiştirir. Bazı anne babalar ise fazla koruyucu davranarak çocuklarının kendi başına deneyim kazanmasını engeller. Oysa soğukkanlı, anlayışlı ve destekleyici bir tutum, çocuğun güvenini artırır. Çocuğun hislerini kabul etmek, onun korkularını küçümsememek ve sabırla yanında olmak, en doğru yaklaşımlardan biridir.
Okula uyum sürecini kolaylaştırmak için ebeveynlerin yapabileceği küçük ama etkili adımlar vardır. Okul başlamadan önce sınıfı, öğretmeni ve bahçeyi çocuğa tanıtmak, onun yabancılık hissini azaltır. Kendi okul yıllarından olumlu ve eğlenceli anılar paylaşmak, çocuğun okulu daha sıcak bir yer olarak görmesini sağlar. Sabah vedalaşmalarını kısa tutmak, güvenli bir rutin oluşturmak ve günün sonunda “seninle gurur duyuyorum” gibi içten bir sözle çocuğu karşılamak, onun okula karşı olumlu bir tutum geliştirmesine yardımcı olur.
Her çocuk farklıdır ve uyum süresi de çocuktan çocuğa değişir. Kimi birkaç gün içinde sınıfa alışırken, kimisi için bu süre haftalar sürebilir. Burada önemli olan ebeveynin sabırlı olması ve sürecin doğal akışına güvenmesidir. Çocuğun ilk adımları belki biraz ürkek olabilir, ama doğru yaklaşım ve destekle bu deneyim, onun hayatında unutulmaz bir başlangıca dönüşür. Okula başlama sadece akademik bir yolculuğun değil, aynı zamanda özgüvenin, sosyalleşmenin ve bağımsızlığın da kapısını aralar.
Velilere Öneriler
Çocuğunuzu sevgiyle destekleyin ama her adımını kontrol etmeyin.
Öğretmenlerin görevine güvenin, onların yönlendirmelerine alan açın.
Çocuğunuza “Sen yapabilirsin” mesajını sık sık verin.
Küçük sorumluluklar almasına izin verin; kendi çantasını hazırlamak gibi.
Başarısızlıklarını hemen düzeltmek yerine, deneyimle öğrenmesini bekleyin.
Okul çıkışında çocuğunuzu karşılayın ama sürekli ders aralarında müdahale etmeyin.
Unutmayın: Çocuklarımızın özgüveni, onlara verdiğimiz cesaretle büyür. Onları korumak kadar, kendi kanatlarını denemelerine izin vermek de sevgimizin en değerli göstergesidir.
Zeliha Elitaş
Eylül 9, 2025 - 11:51 pm ·Harikasınız hocam
Mustafa Ayvalı
Eylül 11, 2025 - 10:40 am ·Nahif ve güçlü kaleminizden velilere ve gelecek nesillere yol gösteren anlamlı bir yazı. Siz yazın bizler okuruz Kutlarım Hocam.
Kübra
Ekim 1, 2025 - 9:24 pm ·Kaleminize sağlık hocam ne güzel bir konuya değinerek öneriler sunmuşsunuz. Teşekkür ederiz.
Bülent DEMİRBİLEK
Eylül 9, 2025 - 11:58 pm ·Yılların mesleki gözlem ve deneyimi ile entelektüel birikim bir araya gelince yine mükemmel bir yazı olmuş.
Davranış psikolojisi analizi ve beklenen ebeveyn davranışları kısa ve net bir şekilde açıklanmış.
Yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz Kaleminize sağlık Sayın Hocam.
Ünal Kar
Eylül 11, 2025 - 10:15 am ·Her bireyin mutlaka okumadı gerekli güzel bir yazı. Kaleminiz kavi oldun..
Kübra sönmez
Ekim 1, 2025 - 9:25 pm ·Kaleminize sağlık hocam ne güzel bir konuya değinerek öneriler sunmuşsunuz. Teşekkür ederiz.
Zeynep Balcı
Eylül 10, 2025 - 8:46 am ·Çocukların okuldaki ilk hafta heyecanına ve velilerin endişesine ilaç gibi gelecek bir yazı olmuş. Sonsuz teşekkürler, emeğinize ve kaleminize sağlık
İbrahim
Eylül 15, 2025 - 10:19 am ·Yazılarını içtenlikle okuyorum.Haklı olduğunuz birçok konu var size katılıyorum. Sabırsızlıkla diğer yazılarınızı bekliyorum.
Neslihan
Eylül 15, 2025 - 10:29 am ·Çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık hocam.
Özlem
Eylül 15, 2025 - 11:21 am ·Bir öğretmenin gözünden kendimi (veli) görmek çok güzel yazmışsınız hocam emeğinize sağlık
Elçin Turgut
Eylül 22, 2025 - 1:01 pm ·Çocuklara davranış kazandırması açısından tüm velilerin hatta öğretmenlerin de okuması gereken harika bir yazı olmuş. Devamını da bekliyoruz
Gülşah Uysalcan.
Eylül 23, 2025 - 4:48 pm ·Bazen sizin doğal ve normal gördüğünüz bir durumun çocuğunuzun gelişimine nasıl etki edebileceğini açıkça ifade eden güzel ve ders çıkarabileceğimiz bir yazı olmuş.On parmağında on marifet, yaşamı dolu dolu yaşayan örnek arkadaşım içindeki yazma tutkusu hiç sönmesin.Tebrikler.
Şükriye Altınbıçak
Eylül 29, 2025 - 11:01 am ·Minik kalplerimizin bir türlü özgür bireyler olması gerektiğini düşünemiyorum. Buna kısmen ve de dahilim. Aşırı korumacılık ve aşırı sevgi ;bağımlı, kendi kararını veremeyen nesiller yetiştiriyor. Aslında çok önemli bir sorun. Sevgili Hocam ,sizin kaleminizin tam da bu noktaya değinmesi ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı iletişimi noktasında ufuk açmış. İyi ki varsınız !
Filiz SÖĞÜT
Ekim 5, 2025 - 10:13 am ·Her ebeveynin okuması gereken harika bir yazı,teşekkürler.
Kayhan Sayhan KILIÇ
Ekim 13, 2025 - 8:36 pm ·Her velinin okuması gereken bir yazı olmuş.Kalemine sağlık, başarılar seninle olsun!